1 Haziran – 21 Temmuz 2015
MBC- 16 bölüm

Bu dizi kore dizilerinin şahıymış, zamanında reyting rekorları kırmış. Ben de çok eski bir dizi olmasına rağmen “Görelim bakalım Kore dizilerinin atasını!” deyip iki final sınavımın arasında risk alarak başladım izlemeye. İyi ki de izlemişim. Hyun Bin’i tanırım ( Secret Garden ve A Millionaire’s First Love’dan) , hayran kitlesinin de farkındayım ama öyle aman aman biri değil bana göre. Ta ki bu diziye kadar... Rolü sayesinde adam hepimizin sahip olmak istediği erkek arkadaş kategorisinde 1. sıraya oturmuş, “Hyun Bin karizması” denilen şeyi yaratmış resmen.
Neyse çok uzatmadan konuya geçeyim:

Dizi, aşktan yana bir türlü yüzü gülmemiş, tabiri caizse evde kalmış 30 yaşındaki Kim Sam Soon(Kim Sun-A) hakkında. Bu kızımız adından çok şikâyetçi çünkü Sam Soon Korede çok eski zamanlarda kullanılan bir isimmiş. Adını duyan herkes gülüyor, durumunu siz düşünün yani. Hal böyle olunca, Sam Soon dizi boyunca ismini değiştirme çabaları içinde ve kendini yeni girdiği ortamlarda Kim Hee Jin diye tanıtmakta. Mesleği pastacılık. Hyun Bin yani Jin Hun’un restoranında pastacı olarak çalışıyor. İlk karşılaşmaları işveren-işçi olarak değil, ama bunu anlatmak istemiyorum izleyin ve görün bence. Jin Hun annesinin ayarladığı evlilik buluşmalarına gitmek istemediği için ve Sam Soon’un da çok acil paraya ihtiyacı olduğu için bunlar bir sözleşme hazırlayıp yalancıktan sevgili oluyorlar. Tahmin etmek zor değil, sonunda da cidden birbirlerine âşık oluyorlar.

Dizinin öne çıkan diğer karakterleri Jin Hun’un eski sevgilisi Hee Jin ve onun doktoru Henry. Hee Jin, Jin Hun çok zor bir durumda iken Amerika’ya okumaya gideceğini söyleyerek adamı resmen ortada bırakıyor. Ama aslında gerçekler farklıymış bunu da dizinin ilerleyen bölümlerinde öğreniyoruz tabi. Doktoru Henry için ise sabaha kadar yazabilirim. Korece bilmeyen bu arkadaş dizide iyi ki varmış, gerek Jin Hun’la gerek Sam Soon’la iletişimleri çok güldürdü beni.

Son olarak bahsetmek istediğim karakter ise Sam Soon’un onu aldatan eski erkek arkadaşı. Allahım bir insan bu kadar mı sinir bozucu olabilir? Gel de kötü söz söyleme şimdi. ! spoiler olabilir! Bu adam Sam s-Soon’u aldatmakla kalmadı onun Jin Hun’la sevgili olduğunu öğrenince yeniden birleşmek istedi hem de başka biriyle evlenmek üzereyken. Hadi bunu geçtim “Oğlum neden nişan pastanı Sam Soon’a yaptırtıyorsun hiç mi utanman yok!!!” diye bağırttı resmen beni. Ama her şeye rağmen böyle bir karakter lazımdı diziye. Yani ona ve aptallığına teşekkür etmek lazım final haftası stresimi boşaltmama yardımcı oldukları için..;)

Bu karakterlerin dışında diziye renk katan restoranda çalışanlar, Sam Soon’un ailesi ve Jin Hun’un biricik yeğeni küçük kız var. İzlerseniz, bu karakterlerin hepsinin sıradan bir ana senaryoya katılan çok özel yan hikâyeler olduklarını ve diziyi izlenmeye değer kıldıklarını görürsünüz.
Dizide beğenemediğim şeyler:
1) Hyun Bin’in rengarenk gömlekleri… Tamam 2005 Kore’sinde sanırım fuşya ya da fıstık yeşili gömlekler trend ama yine de izlerken gözüme bi garip geldi, beğenemedim.
2) Hyun Bin’in İngilizce bilmesine rağmen Henry ile Korece konuşması… Adam Fransız kaldı, üzüldüm.
3) Hyun Bin’in olaya dramatiklik katmak için uzun bekleyişleri… Ayrılık konuşması yapmak zordur herhalde ama resmen ağzından bir kelime duymak için 1 dakika bekledim, uzun uzun anlamsız bakışmalar soğuttu biraz beni.
4) Ve yine Hyun Bin’in eski sevgilisi hakkında gerçekleri öğrendiğinde kıza tokat atması… Şok oldum, dondum kaldım…
Dizide çok beğendiğim şeyler:
1) Kesinlikle Sam Soon ile Henry’nin iletişim kurma şekilleri…İzlemek çok eğlenceliydi.
2) Sam Soon’un bir türlü diyet yapıp kilo verememesi… Kendimi gördüm resmen.

3) Tuvalet muhabbetleri:)

4) Kim Sam Soon’un annesinin DDS’si (Damat Seçme Sınavı;)) ve sonrasında karaokeye gitmeleri, kurtlarını dökmeleri…

5) Sevdiğini dile getirmenin önemini vurgulayan konuşmaları…

6) Soundtrackları… Clazziquai Project- She is favorimdi. Clazziquai demişken bu grubun Thinking Of You şarkısını dinlemenizi şiddetle öneririm… Takıntılı şekilde sevdiğim şarkılardandır.
Sonuç olarak, Sanırım hatırı sayılır sayıda Kore dizisi izlediğim için böyle romantik komedilere alıştım. Yani “Vay be, adamlar ne dizi yapmış…” demedim ama bol bol güldüm (Healer’da demiştim ama!). Şu sıcaktan bayıldığımız günlerde zaman öldürmek için izlenebilecek klasik, güzel bir Kore romantik komedisiydi eğer izleyecek bir dizi arıyorsanız zamanı 2005’e geri sarın ve ilk bölümü açın…

İyi Seyirler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder